9 Ocak 2009 Cuma

yuh!

“Öte Yandan” Sesleniyoruz

Yuh Sana “Faik Gürses” ya da “Sahibini Sesi”

[“(TSYD) Başkan Vekili Faik Gürses, her türlü imkâna sahip statlarda, çok yüksek rakamlara alınan futbolcuları izlemeye, parası olan futbol seyircisinin girmesi gerektiğini söyledi.”]

[Futbolda Şiddet ve Düzensizliği Önleme Platformu, “Çözüme Doğru–2” toplantısında konuşan TSYD Başkan Vekili Gürses, İngiltere'nin tribün terörünü ve şiddeti, maç biletlerine yaptığı müthiş zamlarla çözdüğünü savundu. Milyonlarca Avroya ya da dolara alınan yıldızların 2–3 TL'ye izlettirilmemesi gerektiğini anlatan Gürses, şöyle konuştu:

“10 milyon Avroya alınan oyuncuyu, karaborsada 3 TL'ye izlettirirseniz bunun neresine lig, neresine ekonomik boyut, neresine sosyal patlama diyebilirsiniz? Peki, parası olmayan futbol maçı izlemeyecek mi? Onlar da belki yılda 3–4 defa stada girebilecektir ama televizyonlarla yapılacak sözleşmelerle, 'öte yanda kalan' futbol izleyicisine de ayrı bir kapı oluşturulmalıdır.”]

Alıntı bu!

Futbol asilleri, ulemaları, ne derseniz deyin, yine sahne aldı. Diyorlar ki “futboldaki terörü zengin seyirciler bitirir!”

Adeta bilinçli bir biçimde kredi kartlarıyla zaten teslim alınan, hayat mücadelesinin en geri saflarına itelenen, yani karnını doyurma derdinden başka bir dert güdemeyen, dilencileştirilen (bu arada kültürümüzde sadaka da vardır, diye buyruldu) halk, bir bir öteleniyor sosyal alanlardan. Onlar zaten mağazaların vitrin seyircisi, onlar zaten sinema salonlarının en yabancısı. O bilet fiyatlarıyla oralarda yok olup gitmişlerdir. En zalim çalışma koşullarında köleleştirilen insanlar, işte bu tarzdaki hamlelerle statlardan da uzaklaştırılmak isteniyor. Bu futbol lortları ki aslında asalakları, çevrelerinde avam tabakasını görmek istemiyor.

Bu zihniyete ne dersek az!

Efendiler; siz önce gazetelerinizde, TV’lerinizde yaptığınız yorumlarda önce kendinize bir bakın. Bu futbol terörünün neresindesiniz onu bir tahlil edin. Bu zihniyet, hiçbir neden-sonuç ilişkisini düşünmeden en kolay, en kestirme, en aciz, en sefil yoldan sorunu(!) halletme hayalindeler. Bu halkın derdine derman olamadan, onu anlamadan, onu sevmeden yapılan bu işler hangi sorunu çözecek acaba? Bunun devamında ne diyeceksiniz merak ediyoruz!

Tribünlerde, mekânlarda, tiyatrolarda, sinemalarda, caddelerde, mağazalarda, otomobillerde-trafikte (ha, bunu da söyle utanma trafik sorunun da şöyle çözmeyi öner; trafiğe parası olanlar çıksın, örneğin 100 bin avrodan ucuz arabalar yollarda görünmesin, bu yasağa uymayan araçlar Taksim Meydanında sallandırılsın!) siz olun, efendileriniz olsun. “Öte yanda kalanlar” da sizin hizmetçileriniz olsun, köleniz olsun, kulunuz olsun, şu rezil hayat keyfinize göre olsun. Ulan o zaman alayınıza yuh olsun. Çürüyor, kokuşuyorsunuz!

Not: Yılda 3–4 defa stada gidecek olanlar örgütlenecek, sayısı milyonlar olan yoksullar o 17 haftayı bölüşecek, nereden baksan her maçta 4–5 bin “öte yanda kalan” olacak ve statlardaki varlıklarıyla da olsa o sezonu sana ve senin gibilere zehredecek!

Not: Peki, bir FB GS maçını Anadolu’nun herhangi bir ilinde buyrulduğu gibi TV'den izleyen taraftar maç sonunda karşı karşıya gelmesin, olay çıkarmasın diye o süre zarfında sokağa çıkma yasağı mı ilan edilsin!

Hiç yorum yok: