2 Ocak 2009 Cuma

hakemler

Herkes bir şeyler dedi yazdı onlar için. Biz de yazacağız bir iki satır.

Hem 1.ligde hem de Süper Ligde birçok maçı izledik. 1.ligde muhatap olduğumuz maçlar tabi ki Adanaspor’undu. Stattan veya TV’den izledik bu maçları. Süper lig maçlarının hatırı sayılır bir miktarını da izledik TV’den, evet. Bu yazının hazin sonu şu ünlemle de özetlenebilir hakemler için: Vah!

Onlarca, yüzlerce hataya tanık olduk. Vahim hatalardı bunların çoğu. Hakemler belki art niyetli filan değildi o anlarda. Belki diyoruz. Öyle farz edelim. Bu da bir sorundur ama kendi başına, garabet şudur: Hakemlerimiz fena halde kötüdür. Kötüden de kötüdür. Bir alay “ne yaptığını bilmeyenler topluluğu”dur. Birçok takımın kaderiyle oynamıştır onlar. Sezon boyunca onca emeği hırsızlamışlardır. Antrenmansızlardır, tutarsızlardır, iddiasızlardır, gayretsizlerdir, kolaycılardır…

Hata yapan futbolcu gider, yönetici gider, hoca gider; ama hata yapan hakem gitmez, hayır belki gider, yukarı yukarı gider. Büyük takımların(!) maçlarını yönetmeye gider.

Futbol en küresel spor-sektördür belki de. Örneğin bir Avusturalyalı dünyanın öteki ucundan gelip burada top oynuyor. Oynayacak elbette itiraz buna değil. Hocası da geliyor her yerden. Gelsinler, futbolumuza katkıları inkâr edilemez. Anladınız geleceğimiz noktayı:

Öneriyoruz! Bundan böyle hakem de gelsin dışarıdan. Bir yasak varsa konuya ilişkin, kaldırılsın. İstiyoruz bunu; çünkü tanık olduğumuz ve maruz kaldığımız onca eziyetten sonra o hakemlerin bir tekine bile inancımız, güvenimiz kalmamıştır. Art niyetli olup olmamaları bizi hiç ilgilendirmiyor! Can yakmaları ilgilendiriyor! Öyledir, yabancı hakem istiyoruz!!!



Not: Fırat Aydınus için çok yazdık burada. Bu notla ona da noktayı koyuyoruz. Ona “sana hakem olamazsın demedim” diye seslenmiştik. Son maçında da (Trabzon-Eskişehir) gördük ki aynı zamanda bir tetikçidir o. Düştüğü hazin durumlar nedeniyle inanın ona acıdık da bu kez. Ah, insan bir kere şaşırmaya görsün.

Hiç yorum yok: