26 Nisan 2009 Pazar

adanaspor belgeseli


Adanaspor belgesi "Bir Yalnızlık Ezgisi"nin tanıtım videosunu paylaşalım sizlerle.
Bu çalışmayı/taslağı 45 dakikalık bir yapım olarak düşünüyoruz.
İzleyeceğiniz 4,5 dakika, belgeselin tamamı hakkında bir fikir verecektir.
İyi seyirler.
Not:
Belgeselin adı, Adanaspor'un kapandığı döneme işaret etmektedir...

25 Nisan 2009 Cumartesi

yolun sonu mu


Tarih tekerrür etmedi…

* Adanaspor, Karabük deplasmanında aradığı galibiyeti alamayınca ilk 6 için umutlarını yok etti gibi. Gibi, diyorum, çünkü futbol mucizelere her zaman açıktır. Biz artık o “açığı” kovalayacağız.
* Haftalardır kendi elimizle ve emekle var ettiğimiz o hayali bu hafta özellikle kötü bir ilk yarı performansıyla bitirdik noktasına getirdik.

* Ama biz zaten haftalardır bıçak sırtında yol alıyorduk. Önceki maçların birinde alınmış olabilecek bir yenilgi haliyle ilk 6 umudumuzu çoktan tüketecekti. Meğer kopuş bu haftayaymış. Lakin insan keşke demeden edemiyor. Bu iddiamızı keşke önceki haftalarda kaybetseydik de bu maçta bu kadar üzülmeseydik.
* Sağlık olsun, diyoruz. Daha önce de yazdığımız gibi, bize bu heyecanı yaşatan Adanaspor’umuza minnettarız.

___________________________

40. saniyede Onur’un topu önce kaleciden sonra direkten döndü. Devamında Emre’nin vuruşu gol oldu; ama hakem faul gerekçesiyle golü iptal etti. Bence de fauldü o an. Bu başlangıç bizi çok umutlandırdı. Böyle devam edersek galibiyet golüne ulaşırız, dedik. Sonra uygun bir pozisyonda Cem’in kafa vuruşu direği yaladı çıktı deyimin tam anlamıyla.

Karabükspor’un iki golü geldi sonra. Bu goller ilk yarıdan beklentilerimizi sıfırlamamıza yol açtı. İlk yarı biterken Mbilla bize umut olabilecek pozisyonu yakaladı ne var ki Mbilla’nın vuruşu gol olmadı.

İkinci yarıda daha etkili görünmemiz sadece bir gol getirdi. Hoş, beraberlik bile bizim işimize pek yaramayacaktı. Bizi bir sonraki haftaya ancak 3 puan taşıyacaktı. Çabalar buna yetmedi ve Adanaspor 10 hafta sonra üstelik iki gol yiyerek son iki haftaya ilk 6 umudunu körelterek girdi.

Şimdi rakiplerin puan kayıplarını bekleyeceğiz, tekrar umutlanmak için.

___________________

* Fakat yine söyleyelim; verdiğin keyif, yaşattığın o iki şampiyonluk, bu ligdeki çaban ve sahada gördüğümüz o turuncu-beyaz forma için sana binlerce teşekkür Adanaspor ve her bir bireyi…

21 Nisan 2009 Salı

sona doğru

Şöyle bir bakalım son üç haftaya doğru:

* Altay bile şu an için rakiplerimizden birisi...
* Takımın 51 puanı var.
* Oynayacağı son 3 maçtan birisi bizle...
* Haftaya Sakarya ile oynuyorlar, iç sahada da olsalar KAZANAMAZLAR...
* Berabere kalırlar en fazla eder 52, biz zaten Karabük'te kazanacağız etti 49...
* Sonra Adana-Altay...
* Kazanırsak puanlar eşitlenecek...
* Son hafta iddiasız Samsun'da kesin kazanırız.
* Ligi de 55 puanla kapatırız.
* Altay son hafta eğer Erciyes iddiasızlaşmışsa yani garantilemişse ligde kalmayı Altay da kazanır onlarda 55 puanda bitirir.
* Demek ki ikili averaj da çok önemli...
* O halde Altay'ı 2 hafta sonra 2 farklı yenmek de gerekebilir.

Bu arada haftaya Bolu-Giresun maçı da çok önemli hale geldi... İkisi de kardeş takım bildiğiniz gibi... Bakalım ne olacak...

adana 2 malatya 0

* Adanaspor Malatyaspor’u Mbilla’nın 2 golüyle geçti.
* Goller 12. v2 72. Dakikalarda geldi.
* Her iki yarıda da oyunun hâkimi Adanaspor’du.
* Ama maç boyunca beklediğimiz mücadele sahada yoktu.
* Bunun temel nedeni Malatyasporlu futbolcuların ligden düşmeyi kabullenmiş halleriydi.
* Bugünkü futbol için söylenecek çok şey yok. Galip gelmemiz gerekiyordu ve bu oldu. Rize dünkü maçta Erciyes’e yenilince 7.liğe yükseldik. Maç fazlasıyla Bolu ve Karşıyaka’ya arada 1 puan kalacak kadar yaklaştık.
* İki taraftarın örnek yaklaşımları karşılaşmanın en renkli yanlarındandı. Diğer renklilik de bayanların pankartlarıyla orada olmalarıydı.

_______________________

* Son üç haftanın en zor maçı Karabük’te bekliyor bizi.
* O maçtan gelecek olası 3 puan Adanaspor’un ilk altıdaki yerini tescilleyecek nitelikte olacak.
* Bu bakımdan Karabük karşılaşması bizim açımızdan bir dönüm noktası niteliğinde olacak.
* Şimdi Bolu veya Karşıyaka’nın puan kaybetmesini bekleyip Karabük maçından alınacak 3 puanın hesabını yapacağız.
* Vira Adanaspor…

Not:

Maç fotoğrafları foto yorum’da. 57 kare. İyi seyirler.

Tıklayınız.

9 Nisan 2009 Perşembe

umut bitmez


• 2003–2004 ne garip bir sezondu Adanaspor için, bir ucu yıldızlı ışıl ışıl, diğer ucu –sonları- ise tamamen karanlığa savrulan... İşte o ışığın yavaş yavaş etkisini azaltmaya başladığı günlerde zaten belliydi takımın o sezon için tek mücadelesinin ligde kalmak olacağı (ne hazindir ki bu mücadele pek kısa sürmüştü).
• İşte o günlerin birinde rakipti Rizespor, deplasmanda. Dirençli bir oyun ve son dakikalarda gelen iki Ali Asım golüyle 3 puanı alıp, umutları yeşertmiştik biraz biraz. Sonu olmayan bir karanlığa doğru sürüklenmeye başlayan bir umutsuzluğun içinde tutunacak bir daldı o galibiyet. Bir başkaldırıydı o. İnanmayanlara (her ne kadar haklı çıksalar da sezon sonunda) verilen temiz bir cevaptı. Bize yeniden sıktırmışlardı yumrukları, sevinçle. Göz göre göre ölüme sürüklenen bir hastanın umudu olmuştu o gün.
• Olmadı, sezon sonunda küme düştük. Milyon dolarlık kadro yok pahasına dağıldı sağa sola, dev çınar tarihinde belki de göremeyeceği ihanetleri, siyasi oyunları, haksızlıkları da gördü o günlerde. O sezon için aklımda kalan çok az güzel hatıraların biridir Rize maçı. Karamsarlığın içinden bir anda çıkagelen 2 gol, devamı olmasa da bir inanç vermişti o günlerde.
• Yine önemli bir Rize deplasmanı… Yıllar önce o statta, sonu olmayan bir koridorda bize ufak bir umut ışığı yakan kader, bu defa yüzbinlerce Adanasporlunun hayallerini yeşertmeye devam edecek mi bilinmez ama bilinen o ki: o “kader” artık bizlere bu inancı aşılayanların elinde!
Biz onlara inanıyoruz
...ve hayallerimiz varsa hala umut da vardır.

"Mehmet Uysal"

7 Nisan 2009 Salı

obama ve futbolumuz


Bir Obama çılgınlığıdır gidiyor. Türkiye’ye indiği gün bayram ilan edilecek. Bir alay farklı cinste insan şenlik içinde döneniyor. Cengiz Çandar misali yavuz dönekler, arlanmaz utanmaz bir üslup ve içerikle “yahu sen Amerikan ajanı mısın nesin” dedirtecek cinste yazılar döşenmekte, bu sitayişe zaten öncülük etmede.

Obama gelmiştir herkes sevinmiştir, çünkü sepetinde bir tomar mavi boncukla gelmiştir. Her kelimesinden bir mana çıkarılmış, yorumlarla bunlar zenginleştirilmiş. Örneğin “kayısı” demiştir, Malatya coşmuştur. Sakız çiğnemiştir, sakızcılar üretimi iki katına çıkarmıştır. “Soykırım” dememiştir fakat “azınlık” sözcüğünü telaffuz etmiştir. Ilımlı İslam bitmiştir, laik Türkiye Anıtkabirdeki o Obama yazısıyla sahalara dönmüştür, falan filan. Koca koca adamlar da oturup bunları saatlerce konuştular bir bakla falı açar gibi. Bir sahneden kırk ayrı yorum çıkardılar.

Peki, futbolumuz bu manalı ziyaretten nasıl etkilenir, diğer unsurlar gibi?

Maddeleyelim:


1. Obama, Erdoğan’ı pek sevmiş. O zaman Fener şampiyonluk için umudunu yitirmeyebilir.
2. ABD simgesi kartalken BJK şampiyonluğunu ilan edebilir.
3. Obama’dan alınan işaretlere göre Galatasaray bu hafta derbiyi kazanabilir (bu işaretle gizli, açıklayamam).
4. Bu ziyaretten anladık ki Avrupa kadar önemliyiz, o zaman bir Anadolu takımı şampiyon olabilir. (Sivas şenliğe hazırlansın, Trabzon kolbastıyı kesmesin.)
5. Kürt meselesi demokrasi içinde çözüme kavuşsun mesajından sonra Diyarbakırspor süper lige dönüş kutlamasında şampiyonluk turunu şimdiden atabilir.
6. “kayısı” kelimesinden sonra Malatya bir alt lige düşmeyebilir.
7. M. Gökçek’e pek gençsin demiş. O zaman Ankaraspor ile Ankaragücü birleşebilir ve M. Gökçek belediyeyi bakıp bu Ankara Birleşik Takımlarının başkanı olabilir.
8. Muhaliflerle de görüştü. Hal böyleyken Fenerbahçe cumhuriyetinde Aziz Yıldırım iktidarı muhaliflerce yıkılabilir.
9. "Adanaspor" için bir anlam çıkaramadım bu ziyaretten. Biz yine hiçbir istihareye yatmadan kendi işimizi bileğimizin hakkıyla, ihsansız lütufsuz göreceğiz. Ki kendi lisanımızca yolumuza devam edeceğiz

bilet ve tribün


Geçtiğimiz Pazar rekor bir kalabalık vardı Adana’da. Çeşitli kayıtlar için 12.15 civarında stada vardığımda bilet kuyruğuna tanık oldum. Bu, o günün mahşeri bir kalabalığa sahne olacağının en önemli işaretiydi. Önceki haftalarda bu kadar erken bir yoğunluk pek olmamıştı. (geçen sezonun son Pendik/şampiyonluk maçı hariç)

Artan ilginin iki üç nedeni olabilir. Takım ilk 6 için iddialı hale gelmiştir. Diğer neden takımın dış sahadan galibiyetle dönmüş olmasıdır. Ama en önemli neden bilet fiyatlarındaki indirimdir. Taraftarın bir maç maliyetinin hesabını yapıp maça gelip gelmemesini anlamak, önemsemek lazım…

______________________

Haftalardır dile getirilen indirim beklentisi isabetli olmuştur, tribünü güzelleştirmiştir. Sevindirici bir fotoğraf vermiştir. Eski günleri daha bir hatırlatmıştır. Bir şampiyonluk maçı hissi vermiştir, kim bilir belki bunun bir işareti olmuştur.

Rize dönüşünü bu anlamda merak ve ilgiye bekliyoruz, heyecanla…

Not: Alt kapalı 10 tl idi. Üst 20. dolayısıyla altta izdiham oldu. Bir grup taraftar da bunu yukarı “geçmekle” çözdü. İşte o geçme aşamasında “sıkıntı" yaşayan o bir grup pratik çözümcü taraftar “yönetim uyuma taraftara sahip çık” gibisinden bir serzenişte bulundu kendince. Bu ne anlaşılır ne de kabul edilir bir yaklaşımdır. En kibar şekilde söyleyelim, sadece “benbenciliktir”. Her şeyi yönetimden bekleme kolaycılığıdır. Fena bir kurnazlıktır.

5 Nisan 2009 Pazar

2 - 0


Bolu’dan rövanşı aldık: 2–0.
• Denk kuvvetlerin maçı olarak göründü.
• Özellikle Bolu beraberliğe razı bir tablo çizdi.
• Kalecinin topu oyuna pek geç sokması, ağırdan almalar derken ciddi atakların sahne almadığı bir 90 dakika yaşandı.
• Mbilla ve Kbong bu hafta düşük performansla oynayınca ileride istenen verim yakalanmadı. Defans ve orta saha yine çok iyi mücadele etti. Ama yaratıcılık yetersizdi her zamanki gibi.
• İlk yarının sonlarına doğru kuzey kaleye doğru, sağ kanatta topu alan Fevzi uygun zamanı Usta Hagi misali kolladı ve Emre’nin kafasına nişanladı.
• Emre de bu güzel pasın hakkını verdi.
• Havada bir süre adeta asılı kaldı ve kalecinin sağından ilk golümüzü attı.
• Böylece geçen haftanın kahramanları bu maçta da ilk yarının kaderini belirledi.

________________

• İkinci devre Bolu’nun kontrolünde geçti.
• Bu sırada rakibin bir tek ciddi tehlikesi oldu onu da Ahmet Şahin kelimenin tam anlamıyla “kurtardı” ve o dakikada maçın 3 puanını tescilledi. Ki Ahmet hata hakkını ilk yarıda yine bir topu ıskalayarak kullanmıştı: ))
• Biz 1-0’a razıyken bu kez Gündüz Tekin Onay tribününe doğru yine sağ kanattan Emre kendine yapılan ortanın aynısını Cemre’ye yolladı ve Cemre kalecinin solundan skoru 2-0’a getirdi. Santrayla da maş sona erdi.
• İlk 6 iddiamızı da böylece son 5 haftaya taşıdık.
• Fakat Rize ve Altay’ın da 3 puan alması bu haftanın bizim için istenmeyen sonuçları oldu.
• Kendi işimizi kendimiz görmeye devam. Hedef Rize... Oradan da rövanşı almak dileğiyle.

Maçtan 41 kare foto-yorum’da…
TIKLAYINIZ

3 Nisan 2009 Cuma

bu pazar ve devamı için


Bolu’yu Yenmek

Boluspor’u yenersek neler olur?
1. Tabi ki ilk 6 heyecanımız pekişir olur.
2. Sonra oynayacağımız iki rakibin ( Rize ve Altay) bize bakışı iyiden iyiye değişmiş olur.
3. Adanaspor’un adı ile bu sezondaki ağırlığı örtüşür olur.
4. Lige yine yeni baştan başlanmış olur.
5. Müthiş bir “son beş hafta” olur.
6. Ki o 5 hafta tadından yenmez olur.
7. Takımın ve taraftarın o inatçı iddiası bir mana kazanmış olur.
8. Vaktiyle Antalya’da kaybettiğimiz o final ile yeniden hesaplaşma fırsatı doğmuş olur.
9. Bu arada son iki (ekstra) final maçı için örneğin Emrah Bedir adına güzel ve etkileyici bir sezon sonu “son dokunuş” imkânı doğmuş olur.
10. Haddizatında iyi olur.
11. Hiçbir şey olmasa bile yeni sezon için, en üst moral seviyesinde bir Adanaspor hazır olur.
12. Bu iş olur!!!

2 Nisan 2009 Perşembe

sevdiğimiz mücadele


Bizim sevdiğimiz havalar. Adana kıpır kıpır. Hayır, seçim belirsizliğinin kıpırlığı değil bu. Gerçi o da ayrı bir hikâye ya… İlkbaharın gelip çiçeklerin renklerini koy vermesiyle de ilgili değil sevdiğimiz havalar. Evet, portakallar çiçeğe durmaya hazırlanıyor. Yine enfes kokacak Adana’m. Bir coşku sokaklarında, bir şenlik, bir rengârenklik.
Bizim sevdiğimiz havalar hakikatte Adanaspor’un kendisi ile ilgili. Son düzlükte kaplanın pençelerini iyiden iyiye sivriltmesiyle ilgili. Umutların köreldiği yerde turuncunun boy vermesiyle ilgili. Turuncunun kızıl aleviyle ilgili, bizi yüreklendiren ötesini yakan…
Bizim sevdiğimiz havalardır. Yine kırıp buzu, almalı içinden kılavuzu, dediğimiz günlerdir. Biz bitti demeden bitmez diye yine yine tekrar ettiğimiz günlerdir. Güzel ve şenlikli günlerdir. Bu saatten sonra sonu nasıl biterse bitsin. Bize bu heyecanı, keyfi yaşattınız ya…
Cahit Sıtkı’nın dediği gibi;
“Pervam yok verdiğin elemden/ her mihnet kabulüm/ yeter ki gün eksilmesin penceremden.”
Bizim de dediğimiz gibi, bu an itibariyle hiçbir kötü sonuç üzmez bizi, yeter ki turuncu eksilmesin doğan günden.
Burada eleştirdiğimiz veya çok inandığımız her bir Adanasporlunun emeğine saygıyla; yeter ki turuncu eksilmesin doğan hiçbir günden…