9 Ocak 2009 Cuma

tribün deyimleri


* Maç iddaaya gitti.

Yakın zamanın bir tribün saptamasıdır bu:

* Maç iddaaya gitti.
* Maç iddaya gidecek
* Oranlara bak, bu maç iddaaya kurban edilir

Şeklinde yorumlara rastlanır. Yaşananlar göstermiştir ki aslında taraftar yıllardır futbolun içindeyken, onunla yakın bir hayat sürerken edindiği izlenimler, tanık oldukları onun bu durumda pek de haksız olmadığını gösterir.

Gazetelerden okuduklarımız, TV’lerden filan izlediklerimiz, duyduklarımız; Avrupa’da ve Türkiye’de yaşananlar böyle bir tribün kaygısını yaratmıştır. Zaten paranın köpeği olmuş futbol bir de bahislere, bahisçilere mi pazarlanıyor, aslında hiç de karanlık olmayan, hatta ziyadesiyle aydınlık mekânlarda?

Ayrıca “sistem” denen o soyut organizasyona duyulan güvensizliğin bir göstergesidir de bu yorumlar. Çünkü birileri bir yerlerde anlaşılır “ideallerle(!)” örgütlenmiştir. Dernekler, federasyonlar, kulüpler, partiler, ama işte oralarda o örgütlü insanlar “gizli örgüte” evirilip “şahıslarına menfaat sağlama” gruplarına, çetelere dönüşmüşlerdir.

Bir ülkede “dinin kutsallığı” içinde bile türlü dalavereler çevrilirken, tezgâhlar kurulurken, bir yerlerde enteresan insanlar, şirketler enteresan yollarla birkaç gecede dolar üzerinden milyoner edilirken bir futbol maçında küçük bir operasyon düzenlemek iş midir bre!

Sonuçta:

* Burada her maç rahatlıkla iddaaya gidebilir
* Bundan sonra, uzunca bir zaman, yenilgi gerekçelerinden biri de bu kaygı sayılmalı
* Saha, hava, sakatlık, ceza sebepleri gibi…

Hiç yorum yok: