7 Kasım 2008 Cuma

yeneceğiz


Orduspor’u Yenmek

Kederli geçen haftaların acısını bu maçtan çıkarmayı ister gönül, şöyle farklı bir galibiyetle. Bu istek işin duygusal yanını temsil eder. Biz gerçeklere bakalım, eldekine göre hesap yapalım.

* Emrah yok! Bu durum bize üst üste üç yenilgi ile, acı bir tokat attı. Bizi kendi gerçeğimizle yüzleştirdi. Rakip kaleye o yokken etkili gidilemiyor ki…
* Emre yok! Şimdilerde eleştirilse de ileride çok koşması, rakip defansı rahatsız etmesi, koşularıyla oralarda bir tedirginlik yaratması Kibong ve Mbilla için yer yer “gol pozisyonu ihtimali yaratıyordu. [Mbilla’nın önceki gollerinde Emre’nin katkılarını hatırlayınız.] küçümsemeyiniz bu “yer yer” ifadesini, bir maçta artık kaç tane net pozisyon bulabiliyoruz ki…
* Orta sahamız yok! Bunu yazmaktan biz sıkıldık. Siz de okumaktan bıkmışsınızdır. Geçelim.
* Halit yok! Tam da olacaktı, ama yok. Yine bir antrenman sakatlığıydı. Varlığı bize iyi gelirdi bu yoklukta.
* Sabırlı taraftar yok! Eh, bunu da yazdık. Biraz daha yazarsak yanlış anlaşılacağız. Nokta!
* İstikrar yok! Üç haftalık “yenilgi serisi” dışında.
* Umut yok! Bu da doğaldır. Evde 6 puan kayıp, bunun karşılığında dışarıdan gelen sadece 1 puan. Bir de pek iç açıcı olmayan futbol.
* Kartsız geçen hafta yok! Hakemler de sağ olsun.
* Ama Adanaspor var!!! Evet, en önemli hususa geldik. Sevgili Adanasporlular, siz de iyi bilirsiniz ki hiçbir şeyin olmadığı yerde Adanaspor vardır. Bu bile tek başına tüm “yoklukları” “var” eder. Karanlıkta “turuncu” bir ışık olur. Umutsuzluk pılını pırtısını toplar gider. Bir heyecan sarar yine seveni. Stada yaklaşırken yine mırıldanmaya başlarız şarkıları.

8 Kasım 2008 itibariyle Adanaspor atar üzerindeki ölü toprağını ve Orduspor’u yener! “Adanasporluluk”tan başka hiçbir şeye ihtiyaç duymadan… tribünde ve sahada…

Hiç yorum yok: