9 Kasım 2008 Pazar

macera devam ediyor

Yeni gelişmeler üzerine, bir şeyler yazma gereği çıktı ortaya yine. Bu yıl öyle bir panorama veriyor ki Adanaspor, bize yazı sıkıntısı çıkmıyor, ne yazık ki… Durum şöyle;
• Biz de gazetelerden öğrendik, Mustafa Çapanoğlu istifa etmiş. Bir diğer habere göre bu, yönetimin isteğiyle olmuş. Her iki durum da vahim; hocanın inancını yitirmiş olması ve istifa etmesi, yönetimin, yani başkanın hala bir karar verememiş olması. Bu kararsızlık hali en baştan beri bizi fena hırpaladı bu sezon.
• Baştaki hoca seçimi tam bir facia oldu bizim için. Başka hocaların adı geçiyordu, sonra Hüsnü Özkara dendi sanki ani bir kararla. En kötü karar, kararsızlıktan iyidir, sözü burada olmadı. Hoca konusundaki bu kötü karar peşinden artçı depremleri getirdi. Gelenler gidenler… Bilemezdik ne olacağını evet, ama takımda zaten bilinen biri vardı, Eyüp Hoca… Çok yazdık bu mevzuyu da…
• Futbolcu tercihlerimiz bu ligin yükünü çekmeye müsait değilmiş demek, bunu da yaşayarak öğrendik. Ama bir önceki sezondaki isabet oranın bu kadar düşmesi bir rastlantı olamaz elbet, Kemal Hocanın kurduğu takımı hatırlayınız ve o takımın ligi nasıl tamamladığını…
• Şampiyonlukta büyük emekleri olan üç futbolcunun yokluğu bakın nelere mal oluyor, bir şekilde Yılmaz, Cem ve Alper’le anlaşılmalıydı demek. Hele Cem’le ne olursa olsun anlaşılmalıydı, o iki şampiyonluktaki katsının hatırına olsa bile. Bunu da yeterince konuştuk.
• Gelinen durum adeta bir yanlışlıklar komedyası. Eyüp Hoca’nın yerine Mustafa Çapanoğlu; Alper, Cem tekrar alt yapıya, sonra ters giden işler ve yine giden bir hoca… Şimdi kim gelecek sorusu. Kim gelsin istersiniz? Bundan sonra işin başına bu koşullarda geçecek birini bulmak zordur artık. Bizi umutlandıracak bir isim…
• Bu noktadan sonra baş gösterebilecek bir güven sorunu ile karşı karşıya gelmemiz söz konusudur. Kim hangi cesaretle gelecek takımın başına, ne kadar kalacak gelse de? Gelince ne yapacak bu sıkışık kadroyla. Ara transfere kadar dayanabilecek mi? Bizce, küstürülmüş olanlar yine “emanetçiliği” kabul edecek mi?
• Bu lig galiba başkanımızı biraz “tecrübesiz” yakaladı. Süper ligin en yakın kuzeni olan bu 1. lig öncekilere hiç benzemiyor. Ne demişler, “Tecrübe dediğin şey, yediğin kazıkların toplamıdır!” Sanki başkanımız bu lig konusunda fena yanıltıldı veya yanıldı.
• Neyse ki başkanın tribünde hala kredisi var. Ümidimiz de böylece devam ediyor, geleceğe dair. Ne yazık ki takımın bu kadar kredisi yok orada, keşke olsaydı da bazı maçlar farklı sonuçlansaydı-sonuçlanırdı. Artık şu araya en az kayıpla ulaşalım da başkanımız telafi yoluna gitsin hatalar zincirinin. Kredi devam etsin.
• En sevindirici durum şu 1. ligde, her sonucun alınabilmesi (Bakın Erciyes, Manisa’ya 4 attı bugün, usanmadan dediğimiz bu… Tırmanış hala mümkün, yeter ki doğru hamleler olsun artık.).
• Son olarak… bakın, Bayram Akgül ile ilgili tüm ifadelerimizde hep “başkanımız” diyoruz. Öyle de. Evet, şirketiz ama ortada bir “patron” yok “başkan” var, diye düşünüyoruz. Tüm zorlukları tek başına göğüsleyen biri var. Şehrin hiçbir şey umurunda değil bu anlamda, “şehirden kastımız maddi veya manevi anlamda adı bu şehirle anılanlardır…” Yalnızdır Bayram Akgül bu durumda. Doğrudur! Ve fakat bizi de ayakta tutabilecek tek güç başkanımızın tüm camianın da başkanı olacak bir profil sergilemesidir-sergilemeye devam etmesidir; Adanaspor’u sadece bir şirket değil aynı zamanda bir kulüp olarak görmesidir, stratejisini buna göre belirlemesidir.
En nihayetinde, sorunların hallolamayacağına dair en ufak bir kuşkumuz yoktur! Ki, başın öne eğilmesin Kaplan, görecek günler var daha…

Hiç yorum yok: