29 Ekim 2008 Çarşamba

adanaspor'u sev


Kendini değil Adanaspor’u sev;

Ki nihayetinde de sevinen sen olacaksın.


O maça dair hırslarını sevme, Adanaspor’u sev;
Günü kurtarma derdinde olmadan sev,
Yoksa yarınlar da gider, derken
Sevecek bir Adanaspor da kalmaz (yine).
Bu şehirdeki tatlı çekişmenin kurbanı etme tutkunu,
Arkadaş takılmalarından o haftalık da olsa paçayı kurtarmayı sevme,
Adanaspor’u sev,
İki senedir bu sevginin şenliğini yaşadın da…
Puan cetvelini sevme -şimdilik-
Takıma esip gürlemeyi sevme,
Her atak gol olacak, düşüncesini sevme,
Hemen gol olsun, hissini sevme,
Hep önde olacağız takıntısını sevme,
Futbolda dün yoktur, vefasızlığını sevme,
Desteklemek yerine, kontrol edemediğin ve aslında farkında olmadığın kösteklemeyi sevme…
Hiddetini sevme… Tam da o andayken duyguların, onu sevme işte,
Adana turuncudur, demeyi sev,
Güzel günlere inanmayı sev,
Sahaya çıkan her bir futbolcunun Adanasporlu olduğunu bil,
Onun yanında olduğunu hissettirmeyi sev…
Adanaspor’u sev;
Çünkü sonunda sevinen yine sen olacaksın…


Not: Bu sitemin içinde biz kendimiz de varız. Yukarıdaki eleştirinin muhatabı aynı zamanda bu satırları yazandır. Kendimizi o öfkeli kitleden soyutlayıp ideal taraftar numarasına yatmadan içimizden süzdüğümüz duyguları sorguluyoruz.

Hiç yorum yok: