9 Nisan 2009 Perşembe

umut bitmez


• 2003–2004 ne garip bir sezondu Adanaspor için, bir ucu yıldızlı ışıl ışıl, diğer ucu –sonları- ise tamamen karanlığa savrulan... İşte o ışığın yavaş yavaş etkisini azaltmaya başladığı günlerde zaten belliydi takımın o sezon için tek mücadelesinin ligde kalmak olacağı (ne hazindir ki bu mücadele pek kısa sürmüştü).
• İşte o günlerin birinde rakipti Rizespor, deplasmanda. Dirençli bir oyun ve son dakikalarda gelen iki Ali Asım golüyle 3 puanı alıp, umutları yeşertmiştik biraz biraz. Sonu olmayan bir karanlığa doğru sürüklenmeye başlayan bir umutsuzluğun içinde tutunacak bir daldı o galibiyet. Bir başkaldırıydı o. İnanmayanlara (her ne kadar haklı çıksalar da sezon sonunda) verilen temiz bir cevaptı. Bize yeniden sıktırmışlardı yumrukları, sevinçle. Göz göre göre ölüme sürüklenen bir hastanın umudu olmuştu o gün.
• Olmadı, sezon sonunda küme düştük. Milyon dolarlık kadro yok pahasına dağıldı sağa sola, dev çınar tarihinde belki de göremeyeceği ihanetleri, siyasi oyunları, haksızlıkları da gördü o günlerde. O sezon için aklımda kalan çok az güzel hatıraların biridir Rize maçı. Karamsarlığın içinden bir anda çıkagelen 2 gol, devamı olmasa da bir inanç vermişti o günlerde.
• Yine önemli bir Rize deplasmanı… Yıllar önce o statta, sonu olmayan bir koridorda bize ufak bir umut ışığı yakan kader, bu defa yüzbinlerce Adanasporlunun hayallerini yeşertmeye devam edecek mi bilinmez ama bilinen o ki: o “kader” artık bizlere bu inancı aşılayanların elinde!
Biz onlara inanıyoruz
...ve hayallerimiz varsa hala umut da vardır.

"Mehmet Uysal"

Hiç yorum yok: