16 Mart 2009 Pazartesi

olmak ya da...


Sorumluluk Almak
• Adanaspor bu sezon her skoruyla bir sorumluluk üstleniyor. Tabiî ki bu sorumluluğun içeriği değişiyor bahsettiğimiz sonuçlara göre. Bir yenilgi veya tatsız bir beraberlikle bu, kümde kalma sorumluluğu oluyor işte bir galibiyetle de en azından ilk 6’da yer almaya dönüşüyor bu. Yalnızca bizden kaynaklanan bir enteresanlık değil yaşananlar. Hep söylüyoruz, aslında pek denk takımların mücadelesine sahne oluyor 1.lig. Garip zannettiğimiz skorları tekrar tekrar sıralamaya gerek yok. Hatırlayın, Kasımpaşa’dan bir araba gol yiyen Karabük aynı tarifeyi dönüp Manisa’ya uyguluyor. Böyle onlarca örneği hep birlikte verebiliriz.
• Sorumluluk almanın bir diğer boyutu direkt Adanaspor’un, Adanasporluluğun kendisinden kaynaklanıyor. Epey zamandır hiç sıradan işler yapmadık. Hep “ötelerde” olduk. Uçlarda gezindik. Güzel bir ayrıntıdır bu bizim için (bence). Hepimizin bildiği gibi farklı bir sıfatımız da oldu bu anlamda: “6. sezondur aynı ligde oynamayan takım” ( Not: Acaba bu da ayrı bir rekor değil midir?). Şimdi bu sıfatı bir sezon daha sürdürüp 7.’ye bağlamak için önümüzde 8 (ve dilerim + 2 maç) var. Yukarıda vurgulamak istediğimiz o dalgalı oyun “haletiruhiyemiz” her taraftara her hafta ayrı bir yorum yaptırıyor. Ve fakat büyük bir bölüm vazgeçmedi inadından. “Biz Bitti Demeden Bitmez” yeni bir sloganımıza dönüşüyor tribünde. Bu slogana takımımız bir katılıyor bir katılmıyor. Ama işte bunu bir sonuca bağlamanın tam zamanıdır. Artık “her takımı yenebiliriz, her takımı da yenilebilir” söylemini “biz kesinlikle her takımı yeneriz”de sabitlememiz gerekiyor. Takımların hemen hemen hepsini izledik bir şekilde. Çoğu zaman mevzu mücadeleye dayanıyor.
• Son paragraf şöyle; bu pazartesi önemli bir dönemeçtir, diyelim. “Manisa’yı yenmek hedefe odaklanmak” olsun. Bu, bir tür sınavımız olsun. Takımın ve taraftarın son sınavı olsun. Bahsettiğimiz o “Araf”tan gayri geçmek olsun. Adanasporluluğun bilinciyle, nihai sorumluluğu üstlenmek olsun…

Hiç yorum yok: