13 Mart 2009 Cuma

adanaspor maç bileti


Joe HAVALANGE “ben buraya futbol denen oyunu pazarlamaya geldim” diyerek FİFA başkanlığına soyunur ve futbolun o amatör çehresini hakikaten değiştirir. Zamanla futbol, çok uluslu şirketlerin at koşturduğu en verimli ticari olan olur. Sömürü zinciri Afrika’da en yoksul Asya’ya kadar uzar.
Bu durumu bir başka şekilde saptayan Sergio Cragnotti “başka hangi malın üç milyar alıcısı vardır?” diye sorar aslında yanıtı kendi içinde bir cümleyle. Futbolun içindeki ve aslında futbolun önündeki kar-zarar hesabı uzun bir yazının konusu. Burada lafı biz Adanaspor’a bağlayalım:
Uzanlardan beri Adanaspor A.Ş. olarak yönetiliyor. Hoşnut olup olmamamız bu gerçeği değiştirmiyor. Gerçi bu da ayrı bir yazı konusu, bunu da geçelim.
Adanaspor’un veya bazı Anadolu takımlarının A.Ş. olması, yazının girişinde vurguladığım noktalar itibariyle, futbola dalan “çok uluslu” veya yerel sermayenin Batıdaki fotoğrafını vermez. En azından şimdilik vermez. Bizimki daha çok taşra tipi: )) bir anonim şirketleşme olarak görünür, yani biz tribünden bakınca öyle görünür. Avrupa standartlarında bir futbol endüstrisi hakiki egemenliğini buralarda kurmuş değil. Bu, işin şimdilik olumlu yanı…
Tribündeki adamı A.Ş. ne kadar bağlar, bilmiyorum. Ama yönetim ister A.Ş. olsun, ister belediyeci olsun, ister partici olsun, ister bağımsız işadamı olsun, ister bir tür dernek olsun onu en çok şu ilgilendirir: “Futboldaki biricik sevgilimi hafta sonları görmek isterken be ne kadar özveride bulunabilirim?”
(Evet, Bayram Akgül kayıptan bir takım yarattı; ama bunu Adanasporluluğun dirayetiyle yaptı. Kayda değer bir mazisi olan, bir tribün birikimi olan, belli bir başarısı olan, alt liglerde defalarca şampiyon olan, Avrupa’da mücadele eden, gol kralları çıkaran, süper ligde şampiyonluğu kıl payı kaçıran bir camiada yaptı. Bu sebeptendir ki diyoruz, o camianın aşağıda belirteceğimiz küçük beklentisine kısmen de olsa kulak versin.)
Ve tribün gözlemimiz şudur: Taraftar Bayram Akgül’ü seviyor ve ona inanıyor.
Yani taraftar aslında kulübü bir A.Ş. olarak görmüyor, belki bu durumun farkında bile değil. Adanaspor, Adanaspor’dur! O, mazisi olan Adanaspor’u yeniden getirdiği için seviyor başkanını ve “başkan” olarak seviyor.
“Tek Beklenti” şudur. İletelim dedik: Sayın Bayram Akgül, dendiği gibi “Adanaspor’un sahibi değil sahipleneni” olarak kalın, hep öyle kalın. Adanaspor taraftarının da taraftar olarak kalabilmesi için de lütfen bari son haftalarda şu bilet fiyatlarında bir ayar yapın. (bakın ligin zirvesindeki Manisa bile maratonu 1 liraya veriyor)
Tribüne de bu anlamda küçük bir yatırım yapın. Eninde sonunda Adanaspor kazanacak!

Hiç yorum yok: